dün aşk ı memnudaki son sahneye bayıldım. bihtoş ilk defa güzel rol yaptı sanırım. anneyle ilk yakınlaşması mı ne? "bal" gibi. aşk ı memnuyla bal ı aynı satır içinde kim yazabilir? tabii ki bihterin kovduğu hizmetçi evden ayrılırken ağlayan annemin kızı: ben.. diziye ve bihtere uyuz olanlara uyuzdum zaten. hırsızın, dehlülün hiç mi suçu yok anasınısatiim demek istiyodum ki dün bihtoş son 3 dakkada cevabı verdi. behey dehlül, sana ve içinde yaşadığım bu ataerkilliğe tükürük saçmak istiyorum. aslında cümlenin gidişatından küfretceemi sandın di mi günlük? ama yanıldın, başka zaman ederim. şimdi ne perhiz ne lahana ne cinsiyetçi bi küfür dedirtmem. bal ne alaka ki diyene de şunu demek isterim. abicim semih kaplanoğlu freud un anasını ağlatmış. o nasıl güzel ve özel bir ilişkidir babayla oğul arasındaki.. anneye o mesafe, babanın olgunluğu, çocuğun acısı.. ebeveyn sevgisi insanı insan yapıyo azizim bunu bilir bunu söylerim. gerçi babam bana küs bi haftadır ama.. neyse..
semih kaplanoğlu söyleşide psikolojinin insanın duygusal süreçlerini, duygularını açıklayabilen bi ilim olabildiğine, yeterli olduğuna inanmıyorum dedi. ben de inanmıyorum günlük. sanıyorum en güzel sinema açıklamakta onu. o da bilim değil. bizim sinemacı çucuklar beğenmemiş pek ama bal en özel filmlerim köşesindeki yerini aldı bile. benim çocukluğumun en güzel kısımları gibi.. allah aristotelesten, katharsisten razı olsun. çocuklara acı yaşatacak kadar da insafsız olmasın..